GüncelMakaleler

YORUM | HDP nereye itilmeye çalışılıyor?

"Erken genel seçim çağrısının HDP’nin ve diğer devrimci-demokrat güçlerin içerisinde bulunduğu açmaz açısından nasıl bir yer tutacağını ise kitlelerle buluşan talebin varlığı belirliyor"

Yeni yıla haftalar kala siyaset belli dinamikleri çerçevesinde kartlarını yeniden karıyor. Bütçe görüşmelerinin parelelinde ülkedeki en dinamik muhalefet partisi olarak HDP’ye yönelik saldırılar artarak devam ediyor.

Devlet önümüzdeki süreçte bu saldırıların biçimine dair daha sistemli bir yaklaşım geliştirmeyi hedefliyor. Milletvekillerine, belediye başkanlarına, belediye meclis üyelerine, bir bütün HDP üyelerine yönelik gözaltı-tutuklama saldırıları bununla paralel yeni bir format kazanıyor.

Geçtiğimiz süreçte(7 Haziran seçimleri sonrası) 16 bin HDP üyesi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 5 bine yakını tutuklandı. Darbe girişimi sonrası onlarca belediyeye  kayyum atanmış, onlarca milletvekili tutuklanmıştı. Bu saldırıların yeni bir şey olmadığına işaret etse de  son dönemde gerçekleşen saldırıların niteliği devletin hedeflerini daha net görmemizi sağlıyor.

Kayyum eylemleri sürecinde başlayan milletvekili ablukası ve bu ablukanın sistemli hale getirilmeye çalışılması bu süreçte devletin pratiklerinin başında geldi.

İl örgütleri önünde yapılmak istenen basın açıklamalarının il örgütleri içinde yapılması dayatıldı. İstanbul’da, Amed’de, İzmir’de milletvekillerine uygulanan bu abluka kitlelerden azade bir siyaset görüntüsü yaratmayı hedefledi.

AKP-MHP ittifakı geçtiğimiz yıllarda yürüttüğü topyekün saldırı-imha siyasetinin belli oranda karşılık bulsa da bugün tıkanma noktasına geldiğinin farkındadır. Topyekun imha siyasetini farklı biçimlerde gerçekleştirme zorunluluğunu taşımaktadır.

Özneleri marjinalize ederek yalnızlaştırmayı önüne görev olarak koymaktadır. Bu temelde hedeflediği HDP milletvekilleri ve HDP ile kitleler arasına mesafe koymaktır. Bu yalnızlaştırma siyasetinin karşılık bulduğu oranda nasıl bir imhaya girişeceği yabancı olduğumuz bir durum değil.

Bu abluka karşısında HDP milletvekillerinin üç gün meclise gitmeyerek kayyum atanan illerde kitle buluşmaları ve eylemsellikler gerçekleştirilmesi bu saldırılara yönelik adımlardır. Tabandan yükselen “sine-i millet” tartışmalarının merkezi olarak tartışılması yine bu gerçekliğin ürünü olarak durmaktadır.

Milletvekillerinin yalnızlaştırıldığı ve bu oranda “işlevsizleştirilmeye” çalışıldığı bu süreçte parti örgütlerini politik olarak güçlendirerek bu manipülasyon zeminini büyük oranda dağıtmasıyla sonuçlanmıştır.

AKP-MHP ittifakı saldırılarını dizayn ederken HDP 20 Kasım’da ifade ettiği “Bu bir erken seçim çağrısıdır, bu bir meydan okumadır. Hodrimeydandiyoruz. Bütün muhalefeti erken seçim talebi etrafında toplanmaya davet ediyoruz. HDP hiçbir alandan çekilmeyecek” açıklaması bir politik hamlenin içerisine girmiştir. Bu adımın doğru ya da yanlış olduğu tartışma yaratırken bu adımı örgütleyecek zeminin varlığı ayrı bir yerde durmaktadır.

Bu hafta içerisinde Bağlar Belediyesi meclis üyelerine kayyum atanması kayyum başkanların garantiye alınıyor. Van’da belediye eş başkanlarının gözaltına alınmasıyla saldırıların pratik ayağını sürdürülüyor. Saldırıların politik ayağını ise yukarıda ifade ettiğimiz şekliyle. Milletvekilleri-Parti, Parti-Halk arasında yaratılmak istenen mesafe üzerinden yürütülüyor.

Sine-i millet tartışmalarının içerisinde yükselen eleştirilerin bir kısmı devletin bu çabasının belli oranda karşılık bulduğunu gösteriyor.

Yine geçtiğimiz günlerde Selahattin Demirtaş’ın sağlık durumu ile ilgili oluşan kamuoyunun hedefine yaşanan hukuksuzluğun boyutunu koyması gerekirken HDP’yi oturtması örnek teşkil ediyor. Demirtaş ile HDP arasında gerilim olarak iddia edilip propaganda edilmesi bu niyetin başka bir adımına işaret ediyor. Sosyal medya üzerinden yürütülen kamuoyunun hedefinin ise HDP olması gelinen aşamaya işaret ediyor.

Esasta devrimci-demokrat güçlerin politik olarak gündeme almadığı, perspektif ortaya koyamadığı olaylar ve yönelimleri devlet iyi bir şekilde değerlendirmeye çalışıyor.

Bu çerçevede sine-i millet tartışmaları sonucunda açığa çıkan iradenin başta HDP olmak üzere devrimci-demokrat kamuoyu tarafından netleştirilmesi devletin üzerine oynadığı zemini ortadan kaldırabilecek bir yerde duruyor. Erken genel seçim çağrısının HDP’nin ve diğer devrimci-demokrat güçlerin içerisinde bulunduğu açmaz açısından nasıl bir yer tutacağını ise kitlelerle buluşan talebin varlığı belirliyor.

Bu çağrının “devlet” tarafından karşılık bulması için kitlelerin bu talep etrafında örgütlenmesi gerekiyor. Yukarıda ifade ettiğimiz mevcut açmazı ortadan kaldırmak ise kitlelerin örgütlenmesinden geçiyor. Bu ikilem içerisinde diyalektik bir bağ kurmak ve ona göre konumlanmak önemli bir yerde duruyor.

HDP ile kitleler arasında yaratılan mesafede devrimcilerin tutacağı yer HDP’nin talepleri ile mücadelenin ihtiyaçlarını, mücadelenin ihtiyaçları ile HDP’nin politikaları ortaklaştırıp örgütleme çabasında netleşiyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu