GüncelMakaleler

ÇEVİRİ | “EDSA ayaklanması, Duterte rejiminin çöküşüne doğru yürüyen halkın zaferi için cesaret veriyor”

Temelde EDSA ayaklanmasını hatırlamak, kitle hareketine Marcos'un sıkıyönetim yasasını sona erdirmek için ihtiyaç duyduğu gücü ve hacmi veren on yıllar süren mücadeleyi hatırlamaktır.

EDSA ayaklanması*nın 35’inci yıldönümünü, Marcos’un sıkıyönetim diktatörlüğünden kurtuluş mücadelesinde en büyük fedakarlığı yapanların cesaretini hatırlayarak anıyoruz.

Diktatör Marcos’un iktidardan çekilmesiyle sonuçlanan EDSA ayaklanması, dört günlük bir olaydan daha fazlasıdır. EDSA ayaklanması; ABD-Marcos rejiminin acımasız hükümdarlığına cesurca direnenlerin onlarca yıllık karşı koyuşu ile inşa edildi.  1970’teki First Quarter Storm  [Birinci Çeyrek Fırtınası] ile başlayan ve ekonomik kargaşa döneminde yükselen ayaklanma, öğrenciler, kentli yoksul topluluklar ve diğer kesimler arasındaki huzursuzluğun kaynamasıyla tezahür etti ve nihayetinde işçiler, köylüler, gençler, yarı proleterler tarafından hayata geçirildi. İnsan hakları yeterince ihlal ve özgürlükleri inkar edilen burjuva liberal hakları dahi erozyona uğramış demokratik bütün güçler de bu ayaklanmanın bir parçası oldu.

Dahası, EDSA ayaklanmasının, kırsal kesime giden ve Yeni Halk Ordusu ile silahlanan çok sayıda genç ve kitleler tarafından karakterize edildiğini hatırlıyoruz. Bunlar, özellikle şehirlerde ve şehir merkezlerinde tüm demokratik alanların birdenbire dağılmasına neden olan Marcos diktatörlüğünün baskıcı politikaları tarafından yeraltına inmeye zorlanan çok sayıda insandan oluşuyordu.

Temelde EDSA ayaklanmasını hatırlamak, kitle hareketine Marcos’un sıkıyönetim yasasını sona erdirmek için ihtiyaç duyduğu gücü ve hacmi veren on yıllar süren mücadeleyi hatırlamaktır.

Bununla birlikte, otuz beş yıl sonra, Filipin halkı, kendilerini daha kanlı, çok daha alçakça ve kıyaslanamayacak kadar yozlaşmış olmalarının dışında, ABD-Marcos rejiminden farklı olmayan bir yönetim altında buluyor.

Duterte rejiminin dört yılı aşkın süresince şehirlerdeki kitleler, devlet destekli katliamlara ve yasadışı tutuklamalara geçmiş rejimlerin toplamından daha fazla tanık oldu. Kötü şöhretli Oplan Tokhang ile ve sözde yasadışı uyuşturucudan kurtulmak için yola çıkan Duterte, insan haklarına kayıtsız kaldığı için uluslararası soruşturmalara tabi tutuldu. Daha yakın zamanlarda, bu yasadışı tutuklamalar ve yargısız infazlar, 2020 Terörle Mücadele Yasası ve Duterte’nin “sol eğilimli” örgütlere ve kişilere karşı savaşı bahanesiyle gerçekleştirilmektedir.

Duterte’nin bu savaş bahanesi, kırsal kesimde, toprağa ve mülke yapılan benzersiz yıkıma, yoğunlaştırılmış bombalama ve yağmalamalara neden oldu, hepsi Filipinler Komünist Partisi (CPP)’ni ve Yeni Halk Ordusu (NPA)’nu sonsuza kadar ezmeye yönelik tutulan imkansız bir dilekti. Rejim, aynı zamanda, savaş araçlarını satın almak için milyarlarca dolar borç aldı ve ayrıca bir numaralı sağmal inek olarak kontrgerillayı örgütlemeye çabaladı. Şimdiye kadar başarabildiği tek şey, köylü kitlelerinde tramvaya yol açmak ve tarım arazilerini yok etmek oldu.

Dahası, bu faşist saldırılar, Covid-19 salgını sırasında dahi bir kez bile sekteye uğramadı. Bunun yerine, Duterte, CPP-NPA’yı defalarca bir günah keçisi olarak kendi işlediği devlet suçlarından kaçmak için kullandı.

Karantinanın başlamasından bu yana neredeyse bir yıl geçti, ülke hala aynı konumda. Covid-19 vakaları artmaya devam ederken, aynı zamanda ekonomik kriz de devam ediyor. Herkes için ücretsiz testler hala yok, saldırgan sözleşme takipleri devam ediyor, iş ve okullar yeniden başlarken koruyucu önlemler alınmadı ve domuz eti ve sebzeler için artan fiyatlar ile insanlar geçimlerini sağlayamıyorlar.

Bu arada, Duterte ve yardakçıları, salgın öncesinden çok daha derin nakit havuzlarında yüzüyorlar. Yönetim ve ordudaki sadık destekçileri, Covid-19 aşısının VIP aşılanmasını sağladı ve acil durum yetkileri ona, kişisel koruyucu ekipmanların, test kitlerinin ve pandemik bir müdahale için diğer ihtiyaçların kontrolsüz olarak tedarik edilmesine yönelik ödenekleri kontrol etme yetkisi ve özgürlüğü verdi.

Bu, kırmızı etiketli grup ve bireylerden başka hiçbir vazifesi olmayan, Yerel Komünist Silahlı Çatışmayı Sonlandırmak için Ulusal Görev Gücü (NTF-ELCAC)’nün 19 milyar Filipin Pesoluk bütçesinin üstünde. Şimdi, NTF-ELCAC, isyanla mücadele operasyonları için bölgeleri sübvanse etmeyi amaçlayan bir Barangay Kalkınma Programı (BDP) başlatıyor. 2022 seçimleri yaklaşırken, bu “sübvansiyonların” Duterte’nin yerel dalkavuklarının kampanyasını finanse etmesi şaşırtıcı olmayacak. NTF-ELCAC’ın sarsıcı bütçesi, Sara Duterte’nin 2022 Başkanlık kampanyasının bir parçası olsa bile şaşırmamak gerekir.

Şimdi, ülke birinci ve ikinci EDSA ayaklanmasının zaferlerini ve kitle hareketinin tüm benzer zaferlerini kutlarken, bütün Filipin halkı için bu anıların kolektif olarak onları cesaretlendirmesine izin vermek ABD-Duterte rejiminin çöküşü için en yüksek ve en acil görevdir.

Faşist rejim ve terör altında ülke bugün olabildiğince gaddardır. Kitleler, politik ve ekonomik bir tahminle onun devrilmesine bir hayli aç.  Hiçbir yara bandının, krizinin çözümü ve halkın kötüleşen durumunu hafifletemeyeceği açıktır.

Duterte, Marcos’un aynen kopyası olduğunu kanıtladı; yüksek çözünürlüklü baskı hariç. Doyumsuz açgözlülüğü ve faşizmi, Marcos’un yozlaşmasını ve acımasızlığını yansıtıyor. Ve resmi bir açıklama yapılmasa bile, Duterte’nin sıkıyönetimi, polisi ve ordusunun ortalığı kasıp kavurması ve kendilerine verilen sınırsız güçle, her tarafa insan hakları ihlalleri gerçekleştirmesiyle uzun süredir yürürlükte.

Geçmişte de görüldüğü gibi, kitleler, özellikle Duterte’nin idaresi içinde ve generalleri arasında ulaştığı güç konsolidasyon düzeyi ile seçim siyasetine güvenemez ve güvenmeyecektir. Geçmişte gösterildiği gibi, rejimin devrilmesi, Filipin halkının şu anda yaşadığı kabusu sona erdirmenin anahtarıdır.

Devletin, halkın özgürlüklerine yönelik artan saldırıları arasında terörist ve faşist Duterte rejimine direnmenin zorluklarına göğüs germek, tüm yurtsever ve demokratik gençler için büyük önem taşımaktadır.

Gençler ve öğrenciler, işçiler ve köylülerle bütünleşmeli ve her zaman demokratik haklarını aramalıdırlar. Duterte’yi kararlılıkla ve derhal iktidar koltuğundan çıkarmak için EDSA ayaklanmasının mücadelelerinden ve zaferlerinden ders almalıdır.

Daha da önemlisi, gençlerin artık terörist bir rejimle yüzleşmesinin, ölüm kalım mücadelesini her zamankinden daha fazla kucaklaması ve bunun getirdiği zorlukları ve fedakarlıkları kabul etmesi gerekiyor. Nihayetinde gençlik, EDSA ayaklanmasının derslerini kararlı ve militan bir şekilde özümsemeli ve gerçek kurtuluş mücadelesini en üst düzeyine taşımak için Kabataang Makabayan ve Yeni Halk Ordusu’na katılmalıdır.

*EDSA Devrimi, Halkın Gücü Devrimi olarak da anılmaktadır. İsmini, yüz binlerce insanın Marcos iktidarının devrilmesi sırasında Epifanio delos Santos Avenue caddesinde toplanmasından alır.

Kabataang Makabayan (KM), Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi Sözcüsü Maria Laya Guerrero tarafından kaleme alınarak 25 Şubat’ta yayımlanmıştır.

Yüz binlerce insan Epifanio delos Santos Avenue (EDSA)’da
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu